ALEVİLİKTE CEM ERKANI'NIN YERİ

LİMONTEPE CEM EVİ








Alevi inancının temelini oluşturan Cem Töreni, genelde dinsel nitelikte olup, insanların hem tapınma işlevlerini, hem ruhen temizlenme, yıkanma eylemini, hem de toplumsal ve bireysel sorgulama işini kapsar. Cem’de bilgi ve görgü hakim olup, dinsel muhabbet, saz ve söz ön plandadır. Oniki Hizmet esasına göre yapılan Cem, Allah’a Kur’an ‘a Ehl-i Beyt’e, Oniki imamlara, Yetmişiki kerbala şehitlerine, üçler, Beşler,Yediler, Ondörtler, Onyediler, Kırklar, Evliyalar ve Enbiyalara saygı kapsayan uygulamalar sırasında, Semah dönülür, çerağlar yakılır, Şerbet içilir ve lokmalar dağıtılır. Alevi Cem’inde halka niyazı ve zikir, göz yaşı ile birlikte olur. Ulu Tanrı’ya ve bu gerçeklere sığınma esastır. Cem’de diğer önemli konulardan biri de, Alevi insanların bu Cem’lerde dünya işlerinin sorgulanmasıdır. Cemler, özellikle Osmanlı Devleti zamanında, Alevi halkın mahkemeleri gibi çalışmışlardır. Aleviler sorunlarını çözmek için, asla Osmanlı devletinin mahkemelerine gitmemiştir. Gerek bireysel ve gerek toplumsal sorunlarını, kendi Cem’lerinde çözmüşlerdir. Alevi Cem’inde Edeb-Erkan’nın büyük bir yeri vardır. ‘’EDEP’’ sözcüğü,’’ EL, DİL, BEL’’ ilkesinden alınmıştır. Cem sırasında bütün uygulamalar Edep-Erkan çerçevesinde yürütülür. Alevilikte kul hakkına büyük önem verildiği için, dünya işleri dünyada halledilir. Kul öte dünyaya ait işlerini, Tanrı’ya borcunu yerine getirmeden ölse bile bu onun sorunudur. Fakat bu dünya işlerini ve kul borcunu ödemek zorundadır. Yoksa ‘’Düşkün’’ ilan edilir ve toplumdan dışlanır. Aleviliği inanç sistemlerinden ayıran en önemli özellikte budur. Cem’in bir özelliği de, cem törenine insana karşı borcunu ödemiş insanların girebilmesidir. Suçlular asla alınmazlar. Bir katil camiye girip namaz kılabilir, fakat ceme asla giremez Bu, tavır, suçu daha baştan önlemekten doğmuştur. Cem’de kadı, erkek, çocuk bir arada otururlar. Cemi dede yönetir. Alevi insanlara genel olarak talip (talip olan, gerçeği isteyen) adı verilir. Cem’de eşitlik ilkesi ön planda tutulup, tüm insanlar aynı haklara sahiptirler. Sadece görev taksimatı farklıdır. Alevilikteki cem erkanı, Kırklar Meclisi’ndeki erkandan esinlenerek alınmıştır. Cem aslında Kırklar Meclisi’dir. Cem törenleri, bölgeden bölgeye, hatta köyden köye değiştiği gibi, dedeleri, bölgeden bölgeye, hatta köyden köye değiştiği gibi, dedelerin çıktığı ocaklara göre de değişir. Ocak geleneği, cemin biçimi bakımından çok önemlidir. Kimi çevreler, Kırklar Meclisi’ndeki biri üzüm tanesini bahane ederek, onun yerine içki içerek temsili olarak erkanı yürütmeye çalışıyorlarsa’ da, asla Alevi Cem’inde içkinin yeri yoktur. Alevi ceminde o üzüm tanesi yerine şerbet dağıtılır. Cem olayı, Alevilik olgusunu Sünnilikten ayrı en önemli göstergedir. Ceme gelen insanların kadınlık ve erkeklikleri, zenginlik ve yoksullukları, bilgililik ve cahilllikleri ortadan kalkmış sayılır. Orada herkes tek can olmuştur. Ölmeden önce ölmüştür. İnsan oluşun havuzuna dalınmış, orada eriyip kırkı bir, biri kırk olmuştur. Ama ne yazık ki, tarihin derinliklerine bakılınca, haddini ve kendini bilmeyen insanlar, bu güzelim Hakk’tan yana olan insanlara iftira etmekten kendilerini alamamışlar ve iftira dolu eserler yazıp piyasaya sürmüşlerdir. Ulu Tanrı’m ve tarih onları sorgulayacaktır. Alevi ceminde Pir(dede) , Edep-Erkan çerçevesinde, insancı yaşamda, erkanda uyulması gereken gerçekleri öğrenmekle ÖĞRETMENLİK, haksızlığa uğrayan talibin hakını savunmakla AVUKATLIK, haksız olan kişiyi erkanla yargılanmakla HAKİMLİK(Yargıç) görevini yapmış olur. Bu bilgi ve iletişim çağında bunları yerine getirmeyen Pir, yaradan ziyade zarar getirmiş olur. Çünkü bir cemde bilgi-bilgisiz, haklı-haksız, büyük ve çocuk gibi her çeşit insan bulunur. Sadece “DÜŞKÜN” insan bulunamaz. Rengi, cinsi, ırkı ne olursa olsun, ister inançlı ister inançsız olsun ceme gelebilir. Düşkünler için ayrı bir cem de, ayrı bir erkan yürütülerek sorun çözülür. Alevilikte en büyük ceza “ZİNA” VE “KAN DAVASI” içindir. Bunlar dışında olan sorunlar her cem de çözüme kavuşturulur. Cem de suçlu talib özünü dara çekerek sorgulanır. Dört çeşit “DAR” vardır.
DAR: Kıyamla Allah’ın huzuruna durmak demektir.
1. MANSUR DARI: Yani Mansur gibi Hak yoluna serini vermektir. Ayakta dosdoğru durup sağ elini kalbinin üzerine koyup sol elini yanına salarak, sağ ayağının baş parmağını sol ayağın baş parmağına basarak durur.
2. FAZLI DARI: Kafirler tarafından Fazlı’nın karnına hançer saplanmış. Fazlı Hazretleri eğilip iki elini karnının üstüne basmıştı. Bu şekilde durup, sağ ayağının baş parmağını sol ayağının baş parmağına basarak durur.
3. NESİMİ DARI: Nesimi Hazretleri, taassubun batıl inancını pervasızca tenkit ettiğinde, Nesimi Sultanı oturtup derisini yüzdüler. Bu şekilde durmayada Nesimi darı denir.4. FATİMA DARI: Peygamberimiz Hz. Muhammed, yanında bulunan torunları Hasan’la Hüseyin’den su istedi. İkisi birden koşup su getirmek istediler. İmam Hüseyin acele ettiği için sol ayağının baş parmağını yere çarpıp kanattı. Utancından dedesi görmesin diye sağ ayağının baş parmağını kanayan sol ayağının baş parmağının üzerine kapattı. Fatime ana parmağını sardığı için bu dara Fatime darı denildi. Talipler meydan yerine geldiklerinden önce Mansur darını, sonra fazlı darını, üçüncü de Nesimi Darını, dördüncü Fatime darını eda ederler. Önce Mansur gibi doğru durur, sonra Fazlı gibi eğilir, niyaz olduktan sonra Nesimi gibi oturur. Fatime darı ise her üç darda eda edilir. Muhammed Ali’nin yolunda dar mukaddestir. Dar çok önemlidir. Talibler darda iken edep erkanda durulur. Pir’den başka kimse konuşmaz. Cemdeki canlar, darda olan cana yardımcı olurlar. Af edilmesi için”Pir Cömerttir” sözünü hep beraber söylerler. Pir’de “Talip de merttir” der. Böylece, verilen karar cemaatce verilir. Her sahada dara hürmet edilir. Çünkü dar , Muhammed Ali’nindir. Musahiblik için yapılan cemler ve görgü için yapılan cemler farklı olur. Musahiblik ceminde, musahib olacak dört kişi (karıkoca iki aile) için, pir, rehber ve mürşit tarafından on iki hizmet esasına göre cem yürütülür. Görgü cemleri kış aylarında yapılır. Gelen dedeler tarafından on iki hizmet esasına göre cemler yürütülür. Bu cemlerde tüm talibler görgüden geçer. İkrarını tazeler, topluma hesap verir ve ruhen temizlenir. Böylece gönül abdesti alınmış olur. Tüm küskünler hal edilir, küskünler barışmadıkça görgüleri yapılmaz.